Öyle bi "işimi sevmiyorum" ağlanması değil bu. İşimi sevmiyorum diye çırpınmıyorum henüz neyse ki. Ama bazen telomerlerimin ucundan kesildiğini fiziksel olarak hissediyorum.
Şu an kalbim sıkışıyor. 'Pozitif yap'amıyorum yarınla ilgili; kafamdan, sonunda karşımdaki insanın bana elini dahi uzatarak teşekkür etmediği; neredeyse hiç bilmediğim Bornova'dan, Alsancak'tan, Balçova'dan tiksindiğim senaryolar geçiyor. Bardağın boş tarafı da değil, dibi. Hatta hatta, yeni ve aman-çok-kullanışlı meyve suyu kutularının içinde kalan ve o kutular -eski usül- köşesinden kesilmedikçe dökülmeyen meyve suyu artığı.
Yarın sevimsiz bir görüşme yapacak, sonra daha sevimsiz bir görüşmeye doğru hızla yola çıkacağım. Akşam da çok yüksek olasılıkla sevimsiz bir telefon görüşmesi yapacağım.
Üstümdeki yük hafiflemiş mi oluyor şimdi?
Ben gerçekten satışçı olamazmışım. Şirketimin boykot edildiğini gördüğümde, bir değil iki değil, sinirden ağlardım herhalde eczanenin önünde.
Göz kapağımda çıkan kimliği belirsiz kitle de gerçekten çok ironik oldu, çok. Hazır gitmişken göstersem mi yarın?
Bahçelerde Börülce
1 yıl önce
2 yazmadan duramayan var!:
senin yazılarında çok büyük değişme var sen sen misin ben emin değilim
Ne anlamda?
Yorum Gönder