Hayatın hep o zor anlarla dolu olmadığını bilmek için İstiklal'de, kolunda bir Robinson torbası ile, ellerini cebine sokup müzik dinleyerek aheste yürümek yetebilir. İnsan gülümsüyor, N.Ş.A. gülümseyen biri olmasa bile.
Hiç olmadı, hediyelerle doldurmalı kendini aşağıdaki gibi, başkasından veya kendinden, ufak gibi ama kocaman şeylerle.
* Yaseminli ve bişeyli esans (evet esans diye bir sözcük var, unutmayın bunları) doğumgünümde şehir dışında olacak kanjimin hediyesi, yılın ilk doğumgünü hediyesi.
* Uykusuz, allaan emri.
* Münir Nurettin Selçuk'u anma gecesi, anneyle uzun zamandır yaptığımız ilk kültür mantarı aktivitesi.
* Yine kanjimin hediyesi Mario bulutum (ben ona öyle diyorum) Gülüyor lan köftehor bulut :)
* Fırat, yavrum evladım Fırat'ın biblosu çıkmış meğersem!
* Vec'in bana aldığı kitap ayracı (kız aynı bana benziyormuş:)) ile Osman'ın Prag'dan aldıkları... Bak onda güzel Kafka sözleri var, biri "writing as a form of prayer" diyor, diğeri "There is a destination, not a road; what we call a road is hesitation." Daha çok yazayım diye almış Osman, tatlı tatlı. Bir de yeni gelecek olanlar var, Prag'a şimdi giden arkadaşlardan, arayıp söylediler, bir sürü yepyeni, güpgüzel katkı geliyor koleksiyonuma :)
* Ayşegül / Beklenmeyen Civciv. O kadar çok sevdiğim ve anneme tekrarlattığım Ayşegül kitabı. gittigidiyor'da buldum, atladım üstüne hemen. Çocukluğuma, adaya, nenemle bitiştirdiğimiz yataklarımıza, amcamın 2,5 yaşında kitabı ezberden tekrarlayışıma şaşırdığı zamana filan döndüm. Ne acayip küçücük kitabın yaptıkları.
* bant, babylon, Notos dergileri; hepsi ilk kez adam gibi, incelenerek okunacak. Çok seviyorum. Blog okumaktan daha çok belki. İşimmiş gibi oturuyorum başlarına.
* Ve Fatma Tülin'den "Alis'in Not Defteri". Hiç bilmiyorum nedir, nasıldır; kapağına bakıp aldım, sarı da sevmem üstelik. Robinson'un havası çarptı herhalde. En sevdiklerimden Robinson. "Where is Waldo?" kitabı var mı diye sorduğumda gözünü kocaman açıp şaşkınlıkla bakmayan, o ne demeyen, "Küçük Prens geri döndü diye kitap var mesela saçmasapan" dediğimde "Küçük Prens gibi düşünmek" diye dalga geçip güpgüzel gülen çocuk... Mutluluk, Robinson'daki çocuk.
* Az kaldı unutuyordum; son zamanların en gözde parçası var bir de, bu aralar hep yakamda:
PACMAN! Onu da KafePi'den aldım, hayır canım ben aramadım, getirip tepsiyle önüme koydular bunları. Valla suçsuzum hakim bey, zorla para harcatıyorlar insana!
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
1 yazmadan duramayan var!:
yaaaaa onun icine bisi yazicam, aklimda.. ama daha bulmadim ne yazicaimi..
ve sen asil bugun alicaini gor.. cok iddialiyim!
Yorum Gönder