
Kılıfçı lakabının nereden geldiğini evlerine ilk gittiğimde anladım. Amasra'nın en güzel yerinde olması dışında, bir tuhafiyeciden çok yün ihtiva eden evdi orası. Ama bu yün doğadaki haliyle bulunmuyordu evde. Kadın, yün ağlarla örmüştü evi dört baştan! Dolabın üstündeki fazla çaydanlığın kapağının üstüne bir kılıf (kılıfın bile tutacak yeri ayrıca örülmüştü!); fırının, tüpün, radyonun üstünde kılıflar, banyoda çamaşır makinesinin üstünde duran yedek tuvalet kağıdı için bile bir kılıf, hatta!
Anlamalıydım aslında. O, bizde ve teyzemlerde görüp yıllarca her evde var sandığım o ucu fırfırlı oklava kılıflarını ilk gördüğümde anlamalıydım bu işin içinde bir iş olduğunu!
1 yazmadan duramayan var!:
resmen uğraş edinmiş =)
Yorum Gönder