Asmalımescit diye bir blog izlemeye başladım. İçinden geçeni kafasından geçirip yazan adamları izlemeyi seviyorum ("izlemek diyor, adam diyor, yav bu bellatrix ne diyor?" adamlar dedimse, şöyle bişey)
Alt arda okurken gözüme takıldı şu:
"arkama bakmaktan henüz önümü göremedim ama yürümeye devam ediyorum."
Kartalkaya'da oturup pide yerken, yaka kartlarımın hiçbirini atmadığımdan bahsetmiştim. Sadece yaka kartları mı, "tam bir çöpçüyüm" dedim; broşürler, ozalitler, eski ENSO dolap çıkartmalarımız, dergiler, kartvizitler, kartpostallar...
Onbirler "geçmişe fazla bakan insanların depresyona meyilli olduklarıyla ilgili bir şey" okuduğundan bahsetti.
Ben geçmişe bakmıyorum ki, orada yaşıyorum zaten,
dedim ona.
Yukarıdaki cümle bana CUK oturdu. Yolumu seçemediğimden, kendimi bilemediğimden ötürü önümü sisli görüyorum ben de. Emin olmak ister gibi arkama bakıp duruyorum. Oradan bir şeyler çıkarıyorum; genelde geri koyamıyorum, çektiğim benimle kalıyor. Kendimle ilgili bir şeyler bulmaya çalışıyorum geçtiğim yollara dönüp dönüp. Kendimden bir şey düşürmüş veya bir şey unutmuş gibiyim.
Seçimlerimi yaptığımda önüme nasıl bir yol çıkacak bilmiyorum; ama en azından çok net olacak.
(01 Mart 2010, Fulya)
Bu yazıya konu olan cümle şuradan aparıldı:
http://asmali-mescit.blogspot.com/2009/06/dus-bahceleri.html
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder