"İçinizdeki öküze OHA deyin"i, kişisel gelişim kitaplarıyla dalga geçen bir "kişisel gerileyiş kitabı"ndan ibaret sandığımdan ve ismiyle kapak tasarımını ilgi çekici bulduğumdan, geçenlerde karşıma çıktığında alıverdim. Adetim değildir bir kitabı yazarına ve arka kapak açıklamasına bakmadan satın almak, lakin öğle tatiliydi, zaman dardı ve... neyse, yaptık işte bir öküzlük.
Stajyerimiz öğle tatili dönüşü kitabı "bu da neymiş..." diyerek eline aldı ve olaylar gelişti. Ben solumda ayakta duran stajyerimizin elindeki kitaba bir daha baktım ve yazarın adını ilk kez gördüm:
Bülent Akyürek. Yani, şu satırların sahibi olarak tanıştığım köşe yazarı...
"Biz jigolo değiliz. Bedenimizle ilgi çekmek “erkek tesettürü”ne uygun değildir, yani o zaman güvenilir, babacan görünmüyoruz.
Üçgen vücutlu Müslüman görmek istemiyorum… Müslüman, ince bir sopa gibi olmalıdır. Allah’ın zalimler için kullanacağı sopa…(...)Üçgenin iç açıları eşittir ama modern erkeğin içindeki üç açı ne oldu biliyor musunuz?Din, kadın, para!Hepsini toplayınca ortaya münafık çıkıyor farkında mısınız?(...)Oysa, eskiden bir Müslüman giyim tarzıyla 2 kilometreden tanınırdı. Şimdi küresel giyim ve yaşam tarzları arasında bir erkeğin Müslüman olup olmadığını anlayana kadar ömür bitiyor."Efendim? Ötekileştirme mi dediniz?
Stajyerimin elinden aldığım kitaba göz gezdirdim, kapaktaki minik "neo-tasavvuf" yazısını gördü önce gözüm, sonra da şöyle bir çevirdiğimde neredeyse tüm sayfalarda gördüğüm ayet, hadis alıntılarını. İnsanlar her şeyden alıntı yapabilir elbette, en son Erinç'ten araklayıp bütük bir zevk ve iştahla okuduğum "Habibi" hem tarz hem de içerik olarak dinsel öğeleri ağırlıkta bir kitaptı. Lakin, orada yazar/çizer bu öğeleri, kimseyi suçlamadan veya münafık, şeytan addetmeden, büyük bir ustalıkla hikayeye yediriyordu.
Göz gezdirdiğim kadarıyla Bülent Akyürek ise, köşe yazılarından taşan hırslı bölücü tonunu kitabında da aynen devam ettirmişti.
Kişisel gelişim kitaplarından hazzetmemem, onları yazanları
"Kuran’ı tersten okuyan her insan bu kitaplardan yazabilir! Şeytan, Kişisel Gelişimi kullanarak damarlarımıza sızıyor. Bu kitaplar “Şeytanın İlmihal Kitapları” olmaya başladı." diye yaftalayıp aşağılayan Bülent efendinin kendi kendine yarattığı "neo-tasavvuf" segmentinin ekmeğini yemesine hizmet edeceğim anlamına gelmiyor.
Bu nedenlerle, bugün iade ediyorum kitabı. Para kazanmasını istediğim daha düzgün, daha kafalı ve kafası açık yazarlar var dünyada.
Demek ki neymiş, bir kitabı gerçekten de kapağına bakarak değerlendiremiyormuşuz.