kız milletinden kendimi tamamen soyutlamadan -ki böyle yapmak istiyorum son zamanlarda, sıklıkla- bir iki tüyo vereyim de, insanlığa olan görevimi yerine getirmiş olayım.
kızlardan korkacaksın. bu gayet net. ben bile korkuyorum lan bazen o kafalardaki tilkilerden...
bi kızdan hoşlanıyorsan ve karşılık gördüğünü düşünüyorsan, muhtemelen görmüyorsundur. çok iyi ayarlarız karşımızdakini o noktada tutup bir yere bırakmayacak ama bir yandan da o yeşil ışığı hiçbir zaman yakmayacak davranışları. "kulak memesi kıvamı"ndan zerre anlamayan kızlar bile, ustalıkla yapar bunu.
erkekler de mel mel peşlerinden gidedurur. istisnalar da kaideyi bozmaz (keşke bozsa)
tüm kızlar vazgeçilmez olmak ister. bir kişi için vazgeçilmez olmak bir kıza yettiyse, ne ala, o zaman mutluluk olur işte. yoksa ara dur o arkadaşı, o sevgiliyi, o anneyi-babayı veya yerine konacak kişileri...
"kızlar domuzu sever" ama kendilerini koruyup kollayacağını düşündükleri sürece
ve
"bu şarkıyı duyan kızlar ot biçmeye giderler" ama dördüncü genç delikanlıdan sonra, birincide karar kılmak üzere -o nasılsa bekliyordur oradalarda bir yerde-
peki ben neden hayatımda hiç "keşke erkek olsaydım" demedim?
o zaman "delikanlı"lığa yakıştırılanlar erkeklerden ibaret olurdu, diye.
bu, kendim hakkında şüpheye düşmeyeceğim iki şeyden biri. ve kesinlikle "mükemmelim allah kahretsin!" değil.
çok karamsar bir zamanın karamsar yazısı olsun bu da. belki zamanla editlenir.
(5 Ağustos 2009, 00:20, İstanbul)
bunlar suçlama değil;
benim kafam da böyle çalışmaya meyilleniyor, o zaman silkinip kendime gelmem gerekiyor acilen...
"kız olmayan" arkadaşlarıma sevgiler.
Bahçelerde Börülce
1 yıl önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder