/Bir adam vardı düşümde, tam dokunacakken uyandırıldığım/
Bir adam vardı şimdi asırlar önce gibi gelen bir zamanda sanki beni sevecekmiş gibi olmuş - ona öyle gelmiş gibi - olan ve sanki biz çok inatçıydık.
O "yeryüzündeki en zeki insan"dı, ben de bunu kabul edemeyecek kadar hırslı.
Üstelik anlatmıştı bana o herkese bir kısmını gösterdiği - ve bana da bir kısmını vereceği - kocaman kalbindeki aşkı, ilk görüşte aşkını anlatmıştı, neden bilmem, ve ben de dinlemiştim. Ben hep dinlerim zaten. Ona bakışını da görmüştüm. Görürüm ben hep, kaçmaz benden.
Sonra ne oldu, bilmiyorum, o beni inandırmaya çalıştı, bense başkalarını seçmiştim hep; gün gelse onun da tek bir seçimi gözü kapalı yapacağını bilerek yaşanır mı hiçbir şey? [A-ah garanticisin, korkuyorsun] Ve yakıştıramadım da kendime, gururum da elvermedi, bir yarış içinde olmak istemedim aslında orada olmayan bir "tanrıça"ya ve tüm söylenenlere karşı duracak, inatlaşacak, ispatlamaya uğraşacak gücüm kalmamıştı galiba... Yorulmuştum daha başlamadan.
Bugün onunkilere çok benzer bir iddia atıldı ortaya bulunduğum ortamda ve ben yıllar sonra böylece aklıma gelen bu kişiyi -evet,- aradım, buldum sanal alemlerde; üstelik mütevazı, sevimli, kendisine de çok yakışan ve o üfff çok yükseklerde olan çıtasını aşağı çekmeyi becerdiğini, durulduğunu gösteren sevgilisiyle, ve üzülmedim.
Ufak bir gurur hissettiğimi söyleyebilirim - bir gün gerçekten karşısına "harcayamayacağı" bir şey çıkacağını söylemiştim. Bu yazı artık onun yüzüne söyleyemediğim "Ben demiştim"e ithafen yazılmıştır. Mutlulukla...
/Bir adam, sonumuzun ne olacağını hiç öğrenemediğim.
(18 Mayıs 2009, 01:50, İstanbul)
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder