Bir arkadaşın uzun bir izin dönüşü attığı bir e-mailin içinde bana bir teşekkür geçmemesi, düşündürdü beni (Ben ve üç-beş kişi dışında kalmışız özel teşekkürlerin, bu kadarına diyeceğim yok; teşekkürü hak etmek için bir şey yapmamışızdır.)
Düşündüm ki biz, mesela bu dört kişi, bir kümeyiz departman içinde. Belki de tek ortak noktamız bu, şu evrende.
Evrensel kümenin ne kadar minik minik kümeleri var birbiriyle her yönde kesişen: Tam bir kaos!
İzinden dönüp teşekkür edilmeyenler,
40 numara ayakkabı giyen kızlar,
Gözlüksüz erkekler,
Kanserliler,
Kara kedi sevenler,
Noel Baba'ya inanmayanlar,
Çocuklar,
Çocuk olduğunu düşünenler
Çocuk olduğunu zannedenler...
...
On yüz bin milyon kümeye aidiz her birimiz.
Yine de bir şeylere ait olmak için uğraşıyoruz.
İnsan ne acayip varlık yahu...
(2 Eylül 2009, Hacettepe-Ankara)
Bugün, bir GS-FB derbisi günü Özgür'le konuştuğumuz 'taraftar kafası' üzerine hatırladım bunu. Evet, mantıklı veya doğru veya gerçek veya külliyen kolpa; aidiyet bizim için çok önemli; siyasi de, spori de, dini de veya sadece insani de olsa. Harıl harıl birilerine veya bir şeylere ait olmak insanların tüm çabası.
(25 Ekim 2009, İstanbul)
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder