... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

Ayna karşısında

Çok güzel bir şeyler olacak, hissediyorum... da, ben görür müyüm bilmiyorum.

Bir saçma huzur denizinde sürüklenip gidiyorum. Rahatsız ama sakinim. Fırtınadan önceki sessizlik değil bu, fırtınanın hiç çıkmayacağını bildiğin bir yerdeki gerizekalı rahatlık hissi. Fırtına çıkmayacak olmasının dayanılmaz ağırlığı. Rehaveti.

Bıraktım ben de artık. Öyle ki, hiç adetim olmamasına rağmen üç-beş kitaba birden sarıyorum. Gözümden uyku akarken ben kitap okuyorum. Elizabeth'leyken uykum geliyor, uyuklayıveriyorum. Sonra birden uyanıyorum "geç kaldım!" diye, panikle pijamamı çıkarırken beynime biri vurup "saate bak" demese, giyinip evden çıkmam işten değil. Peki saat kaç? 03:53. Kendime küfredip gayri ihtiyari, tekrar uyuyorum. Gözümü açıyorum, saat 04:23. Tekrar gözümü açıyorum, saat 06:32.

Ben aslında 07:15'te kalkıyorum.

Uyuşukluk uykusuna sarılıp yattığımda çok iyi uyuyorum ama, sabah 5 dakika arayla çalan 5 alarmı duymayacak denli koyu bir uyku bu. Rüya da görmüyorum, ya da hatırlamıyorum gördüklerimi. Uyuşukluk uykusu güzel bu yüzden, çünkü o saçmasapan delikli uykularda harflerle boğuşup duruyorum, "olmasa mektubun" klibinde gibiyim, her tarafım mektuplar, yazılar, uçuşan harfler; tutunup gidemediğim veya beni tutmayan harfler, öylesine.

Ben kendi kendimin hayat öpücüğü olamam. O kadarını olamam. Madem öyle, elimde ne varsa doldururum onu başkasıyla. Dolsun. Taşsın. Taşayım. Hiç durmazsam, hiç düşünmem, kendimi dinlemem. Kitapları dinler, müzikleri çekerim içime, öyle yaşar giderim.

Yorulursam da dururum.


Bu yazı üzgün bir yazı değil, üzüntüyle yazılmış bir yazı değil neyse ki. Bu aralar "Bin Yüz Bir İnsan"ını okuyorum Aret Vartanyan'ın, Erinç'ten arakladığım Habibi'nin üstünde o duruyor başucumda. Lafı çok uzatıyor, bazen lafı bana getirişinden de hoşlanmıyorum, ama bana iyi geliyor epeyce, öyle hissediyorum. Zaten bu aralar her şeyi bir şeye, eski bir olaya, bir kişiye, daha önce gördüğüm, duyduğum, okuduğum, düşündüğüm bir şeye benzetmeye meyilliyim, elimde kurşunkalem, flört ediyorum kitapla.

Bu da öyle bir ayna karşısı yazısıydı işte. Benim için klavye önü, o ayna karşısı. Gözlerimdeki yazılar, harfler hoşuma gitmiyor ya... gözlerime bakarsam o üzgün, üzüntülü yazıyı yazarım belki.

İstemiyorum. Böyle iyi.

(20 Aralık 2011, İstanbul)

0 yazmadan duramayan var!:

Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!