ilki burada.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhv7jr5Cq43e_JzcGxOiBHv15ucSaM8Mm2h5BxWjwQ4mu1MaTcyWteDmcbJIp0LJmi9pFFk7eOhYaELi9vTKIGykvuF7yfXJLWGL33oAu13ImvnxrIkZJAT0LlaBawuSs02pvWjwcxz14fQ/s400/aks%25C4%25B1n....jpg)
Söyledikleri, duymak istediğim veya duymayı umduğum şeyler değildi. Birbirinden sevimsiz iki seçenek koydu önüme, ya öyleydi, ya da böyle. Üçüncü bir seçenek, bir perde arkası, bir kaçış yolu yoktu erkek gözüyle.
Sonra onun eski sevgilisinden bahsettik. Olmayan, oldurulamayan ilişkilerden biriydi. "Böyle bir şey olmamalı ya" gibi bir şey dedi Deniz, "uğraşmasın insan bu kadar. Ben öyle bir şey istiyorum ki artık, ilişki kendiliğinden aksın işte böyle, aksın abi..."
Ben de ona bir akşamımı anlattım. Ben bir akşam bir yerde bir websitesi içeriğiyle uğraşıyordum, yanımdaki bilgisayarda bir adam işine bakıyordu, bir kadın da azıcık ötedeki koltuğa uzanmış televizyon izliyordu. Hiçbirimiz konuşmuyorduk. Sonra ben ayağımı karşımdaki sandalyeye uzatıyordum, adam kalkıp masanın öte tarafındaki metal kutuyu kendine doğru çekiyordu; kadın kalkıp gidiyor, mutfaktan kola alıyordu. Hiçbirimiz konuşmuyorduk. Ben çakmak aranırken adamın ekranına bakıyordum, adam işine devam ediyordu, kadın kitap okuyordu. Hiçbirimiz konuşmuyorduk. Ben işimi bitirmiş, bilgisayarda boşluyordum; adam kalkıyor, kadının ayaklarının dibine oturmaya gidiyor ve güzel bir müzik açıyordu, kadın kitap okumaya devam ediyordu. Hiçbirimiz konuşmuyorduk ve... ve o kadar işte. O evde üçüncü kişi olmak güzeldi, rastgeleydi, akıcıydı.
Deniz'le birbirimize baktık. "Hah işte" dedi o. İkimiz de konuşmadık sonra.
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder