Benim için önemli olmaması bir yana, korkarım dünya için de kendi sandığı kadar önemli değildi. Bunun kararını vermek bana kalmadı tabi ki. Şuna bakıyorum ben: Bir insanın adı geçtiğinde ortamdakilerin yarısı müstehzi müstehzi gülümsüyor, bir kısmı "ulan o da ne adam yeaa" diyor, üç-beş tanesi "çok gaz olm o çocuk" diye ekliyor ve fakat bir tanesi de çıkıp "çok kral adamdır o, ne derse altına imzamı atarım" demiyorsa, o adamın ivedilikle ukalalıktan ve kendini yüceltmekten vazgeçmesi gerekir, yoksa çok yüksekten düşecektir (bundan daha önce bahsetmiştim).
Boyundan büyük dertleri olan bir çocuktu bu zat-ı muhterem. 20 yaşına gelmiş fakat hala insanların kendisinin her hareketini izlediği veya insanların her hareketini izlemesini gerektirecek kadar önemli bir birey olduğu hissini üstünden atamamıştı. Amaçsızca İstiklal'de yürürken, Tünel'e kadar gelip "hadi dönelim" dediğimizde örneğin... Ben komutun bitmesini bile beklemeden topuğumun üstünde dönüverirdim. O ise önce hafifçe sola döner, yavaş ama kararlı adımlarla bir yay çizerek yolun karşısına geçer ve oradan geri yürümeye devam ederdi. Ben serbest düşüşsem, o yukarı doğru hareket eden bir balondan eğik atıştı yani. "Öyle pat diye dönülmez, insanlar bakar, garip" derdi bir de bana.
Garip olan sadece kendisiydi bana kalırsa.
(...dedim ama, uğruna karikatür çizilmiş, baksanıza!)
1 yazmadan duramayan var!:
karikatürdeki adam yanlış yöne gidiyormuş ama mantık olarak aynı tabi :)
Yorum Gönder