... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

Bu da (mı) gol değil.

Yoruluyorum. Heyecanlanıp durulmaktan, durulmak zorunda olmaktan yoruluyorum. Yaşayamıyorum gürül gürül, kaç yıldır, kaç cumartesi gecesidir, kaç pazar sabahıdır.

Ne yapılacaksa yapacağım, dışarı mı çıkılacak yeni insanlarla tanışmaya? En sabaha kadar kalan ben olacağım. Sıkılsam da bıksam da, yapacağım bunu. Eelence mi, NuTeras mı, hangi çirkin yere gidiyoruz? Hadi. Hiç dalmayacak, melankolik olmayacak, hiç surat asmayacağım, 1400 kişilik düğünde paparazzi kameralarına poz verir gibi yüzümde salak bir gülümseme, yapış yapış –yazarken bile tiksindim kendimden, ama hayır, hayır pes etmek yok!- çok konuşmayacağım, konuşursam da mırıl mırıl, içimden gibi –ki önemli bir şey dediğimi sansınlar- sonra bir yolunu bulup bozuşacağım karşımdakiyle –saçmasapan şeylere takacak kadar hissiyatlı olduğumu böyle göstereceğim işte-. Çok anlamayacak, anlasam da belli etmeyeceğim. Anlayışlarımı arkadaşlarıma saklayacağım, ha, çünkü bulduğum adam arkadaşım da olmayacak (laf arasında "abi" dediniz ve kaybettiniz!) O beni dinlemeyecek, ben de onu. Sonra da ayrılacağız, çünkü böyle ilişki mi olur amına koyayım, eskortluk lan bu?

Bu da (mı) gol değil.


Oturuyorduk güzel güzel. Arkadaşımın sevgilisi ayrıldı yanımızdan, eve gitmek üzere. Çocuğa “git peşinden” dedik. Gitti. Kızı geri getirdi. Kız tekrar gitmek istedi ve erkek arkadaşını tutmamızı söyledi. Gidecekti, uyumak istiyordu, çok normal değil mi bu? Tamam, dedim ve ses etmedim, bırakalım gitsindi canım. Gitti. Sonra aradı sevgilisini. Bir daha. Bir daha. Sonra bizi aradı. Bir daha. Bir daha. Bir daha. Ta ki çocuğu kaldırana kadar yerinden. Kaldırana ve yanımızdan ayırana kadar.


Eminim yedinci kez ayrılmışlardır ve yine –hala, aslında- beraberlerdir (ne için?)


Çocuk giderken “Ben kızları hiç anlamıyorum” dedim. Bir kız bana “böyle tipik kızları ben de anlamıyorum” dedi. “Sevgilin var mı?” diye sordum ona. Yokmuş.


Hiçbir sey anlamadım ya ben bu işten, keyfim de kaçık değil o yüzden. Yok keyfim, sanki hiç olmamış gibi. Keyfim önüne cevaplar kitabımı katıp kaçmış (NÖBETÇİLER!) O yerinden kalkınca anlaşılmış etrafın ne kadar tozlu olduğu aslında (Etraf zaten dandini, dağınıklığın kusuruna bakmayın lütfen, ah, keşke toz alsaydım bi)
.

Eskiden keyfimin durduğu yerde şimdi koca bir soru işareti duruyor; dolgun, biçimli. Ağızlara, akıllara layık.


Delilere layık.

(Temmuz-Ağustos 2011, İstanbul)

0 yazmadan duramayan var!:

Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!