Ama biliyorum, ağzımdaki lafların en çok bana sıcak geldiğini ve beni yaktığını, hayatıma soktuğum veya çıkarttığım insanların bunu neredeyse hiçbir zaman benim kadar önemsemediğini, yerlerinden olmalarını görmezden gelecek kadar rahat ve umarsız olabildiklerini biliyorum. Bazen can yakmak istiyorum ama yakamadığımı da biliyorum (yapabilmek / yapamamak bazen de sadece yetenek meselesidir). O kadar güçlü değilim, o kadar iyi yazmıyorum veya yazmak böyle bir şey değil belki veya karşımda gerçekten bir duvar var.
"Sometimes we put up walls. Not to keep people out,
but to see who cares enough to break them down."
but to see who cares enough to break them down."
Ve biliyor musunuz, duvar yıkılmayınca giderek güçlenmiş oluyor.
İçimde kalanları birinin okuyacağını, birinin kendini benim yerime koyacağını bilerek bağırmak zorundayım insanlara, başka türlü rahat yok bana.
İsterdim ki ben özgürken oturup tahlil ettiğimiz gibi devam etsin yazılar ve hayatımız ama artık hiç orada hissetmiyorum kendimi. Soğuk. Duvar.
Ben de bir çatlak buldum ve dışarı bakıyorum sadece.
Bir yere gitmiyorum, merak edilmesin.
(28 Temmuz 2011, Trabzon)
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder