... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

4 yıl.

Geçenlerde, aldığım iş teklifi için ne kadar mutlu olduğumu söyleyerek oturuyordum bir teknenin sancak tarafında. Elimde rakım vardı, pek keyifliydim çünkü geceleyin Boğaz'da dolanıyor olmam yetmezmiş gibi, kutlanacak şey büyüktü. Sonra hızımı alamayıp demirlere de gittim. "Nasılsın?" diye soranlara "iyi" veya "hiiiç" yerine "yarın istifa ediyorum" diye cevap verdim. Elimde biram vardı, hala sırıtıyordum.

Sonra Tsum'la tuvalete doğru yollandık. İK'nın oradaki merdivenlerden konuşa konuşa inmeye başladık. Sonra ben kaydım ve düştüm.

BÜMED Genel Sekreteri bir BUmanzara toplantısında demişti ki "Bu okulda nasıl bir yaşanmışlık olduğunu görmek için merdivenlere bakmak yeter. TB'nin önündeki merdivenler de bir zamanlar yeniydi, düzgündü. Şimdi nasıl da aşınmış; dikkatli olmazsanız kayıp düşebilirsiniz."

Canını sevdiğimin Boğaziçi'sinin merdivenleri... Ben de düştüm. Ayaklarımı havada gördüm en son, sonra çat diye kendimi bir basamakta otururken buldum. Bana endişeyle "iyi misin?" diye soran Tsum'a "çok acıyor"dan başka bir şey diyemeyerek, bıraktım kendimi ağlamaya.

Ayağa kalktım zorla, merdivenden indik. Ben ağlamaya devam ettim. Canımın acısının çok ötesindeydim artık. "İyiyim, iyiyim ben aslında başka bir şeye ağlıyorum biliyorsun değil mi?" dedim Tsum'a. Biliyordu.

Tsum'a sarılıp o kadar çok ağladım ki. "4 yıl... 4 yıldır buradayım ben." Hüngür hüngür ağladım, içimden kocaman bir parça daha kopuyordu, kolay değildi. Rahatlamakla o kadar meşguldum ki, üzüntümü fark etmemiştim. Aynı benim için sevinmekten, üzülmeye fırsat bulamayan iş arkadaşlarım gibi. Belki alkol, belki de popomdaki sızı dönüşü olmayan yola sokmuştu beni.

Tsum beni sarmaladı "biliyorum" dedi. "Benim de aklım çıkıyor bellatrix, sen bizimle görüşmeye geldin ya... O ajansa artık senin gideceğini biliyorum, düşünsene, sen benim olduğum yerde takılıyorsun ama ben artık orada değilim... Bırakasım geliyor filmi milmi, ajansa dönsem diye düşünüyorum. Ama hayat böyle. Böyle oluyor."

Ne kadar ağladım, emin değilim. Görünen o ki, dört yılı sadece ilişkide geçirmesi gerekmiyor bir insanın, ağlamak için.

Bir ofisin ve bir sürü dostluğun 4 yılında bırakıp gitmeye de ağlıyor insan. Ne kadar mutlu olsa da.

(12~16 Mayıs 2011, İstanbul)

7 yazmadan duramayan var!:

Hayırlı olsun..

 

haha panpa "Onurlu gidince dayanamadım bıraktım" desene :P

 

US'cum sağol.

Onurlu o da bişey mi, sensiz nefes bile alamıyormuşum meğersem :))

 

bir de Onurlusuz İstanbul'a düşman olursan yandık ki ne yandık.

 

Olmaktan korkmuyor değilim :)
İlahi Jane Jones!

 

Hele O bir gitsin önce, sonra bizi de aldırır belki. :P Ben de o güne kadar Fabrika Kızı'nın sözlerini ezberleyeyim.

 

Ezberlemekle olmaz, derinlerde hissetmen lazım :)

 
Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!