Öyle bir öfke var ki içimde sana karşı Sussam belki daha iyi olur Saçlarından tutup sürüklemek tek arzum Ne kadar ucuz bir görüntü olur Sağlam bir yumruk atsam yüzüne Yazık çünkü yüzün güzel Yırtsam ağzını cart diye Olmaz çünkü konuşacağız daha Öyle bir kin var ki içimde sana karşı Şarkı sözü yapsam daha iyi olur Çok fena küfretmek istiyorum sana Ama etrafa ne kadar ayıp olur Bir tekme atsam dizlerine Yazık çünkü narin o beden Ve öldürmem seni asla Çünkü yaşamak daha büyük bir ceza
Bir gün karşılaşacağız bir yerlerde Selam vereceğim sana O gün konuşacağız hep seninle (O günü bekle)
Ben hep selam vereceğim sana, paralanmak pahasına vereceğim. Bekleyeceğim de, hep konuşacağımız o günü. O günü, ancak sen istersen yaşayacağız.
Yazarken çok zor, bir dostla konuşurken çok kolay, şaşırtıcı derecede kolay çıkıyor insanın içinde tutamadıkları. Ben ağzımdan üst perdeden çıkarken ilk kez duydum "bazen onu tekme tokat dövdüğümü hayal ediyorum" cümlesini. İlk kez duydum ve böylece fark ettim olası görüşmemizin benim ağzımdan çıkacak olan "ben konuşmak istiyorum"la başlamayacağını. Olursa, senin ağzından çıkacak olan "özür dilerim"le başlayacak görüşmemiz. Ben bundan sonra aslında neye kızdığımı anlatmayacak, neye kızdığımı yanlış anlamandan korktuğumu söyleyip açıklamalar yapmayacağım olmayacak bir özrü umutsuzca beklercesine ve alamamaktan korkarak.
İçimden çok kötü şeyler geçiyor; yazık, çünkü yüzün çok, çok güzel. Avuçlarımın arasına alıp uzun uzun bakmalık, öpücükler kondurmalık güzel. Benden, canın öyle sıkkınken sana göstermek istediğim şefkati gösteremediğim için özür dileyeceksin bir gün. Eğer böyleysen, buysan da, en baştan seni yanlış tanımama sebep olduğun için özür dileyeceksin. Adam gibi değil, eşşek gibi özür dileyeceksin.
Sonsuza kadar da zamanın yok.
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder