Kendisinden hoşlanıldığını anlayan (nadirdir bu) veya bilen (bu, erkeğin yakın bir kız arkadaşı varsa ve esas kız yeterince salaksa, olabilir) erkeğin ne yapacağını bilemeyişi, takdire şayan bir çaresizlik durumudur.
Kızlar, bu anlamda ilgilenmedikleri (bkz. seni arkadaşım olarak görüyorum) ve kendilerine açıkça açılmayan erkekleri belli bir mesafede (mesafeyi abartmadan) tutmayı bilirler. Bu, sadece kadınlık içgüdüsünün elverdiği bir sanat olsa gerek. Bu durum senelerce sürebilir, arkadaşlığı hiç bozmadan, adam vazgeçene kadar...
Erkeklerin ise eli ayağına öyle bir dolanır ki... Gayet normal düzeyde muhabbet edebildiği, gelip yanına oturabildiği kızdan fersah fersah kaçmaya başlamalar -kız, hayatta nihai amacı onu takip etmek olan bir sapıkmışçasına kaçmalar hem de- ve kaçtığını da belli etmeler; gideceği yerleri, göreceği insanları kızın orada olmayışına göre ayarlamalar; tamamen profesyonellik gerektiren noktalarda dahi toptan görmezden gelmeler...
Kızlar, açığa çıkmayan durumlarda erkekleri kırmadan reddetmeyi bilirler.
Erkeklerse, birçok konuda olduğu gibi, bu konuda da biraz küttürler. Tereyağından kıl çeker gibi olacak veya olmayacak bir olayı, yılan hikayesine çevirmeyi çok iyi becerirler.
Ve saklanma, gizlenme istekleri ve "olmaz"ları, tamamen kendi kütlüklerine ayarlıdır; kızınkine değil.
(02 Aralık 2009, Antalya)
Bahçelerde Börülce
1 yıl önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder