eğer bu iki günün yoğunluğundan kafamı, duygu yoğunluğundan da kalbimi kaldırabilirsem,
eğer bilgisayar başına oturabileceğim boş, ertesi gün annemlerin taşınıyor olmadığı veya evimde IKEA dolapları kurmadığım, kitap ve CD yerleştirmediğim birkaç saat bulabilirsem,
eğer çok yorulmazsam, her yerde arayıp yine de bulamamış olmazsam (hani olur ya),
eğer uyumak zorunda olmazsam,
çok güzel şeyler yazacağım. üzücü şeyler, ama üzücü olduğu için güzel şeyler.
ama ben çok yorgunum blog. her dışarı çıkış bir işkence bana. çok uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımın doğumgünü olsa da.
ve sanırım bende bir hastalık var, yanımdakinin duygu durumunu edinme hastalığı. o kişiden daha mutlu/üzgün/sinirli vesaire olup çıkıyorum sonunda. sevgili elkitabım paranoyak, nerdesin, bana bu hastalığın ne olduğunu söyle ya da yetiş hızır acil, lokman hekim, hipokrat, ya da yar bana bir eğlence medet...
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder