Bodrum'daydık, Havana Club'da. İki yıl önce miydi, yoksa üç mü? Önemsiz. "Hayalim üç kelime" diye bir şarkı çalıyordu, eğleniyorduk, yanımızda benim okuldan arkadaşlarım ile, işten bir arkadaşım ve o gün tam bir dallama gibi davranan sevgilisi vardı...
O arkadaşım geçenlerde evlendi, o gün tam bir dallama olmayan başka bir adamla. Arkadaşım sevgilisinden ayrılmıştı, bir tuzluğun bile ona eski sevgilisini hatırlattığı zamanları atlatmıştı, başkasıyla tanışmıştı, onu bizimle tanıştırmıştı, nişanlanmışlardı, işte evleniyorlardı.
Hayali üç kelime olanların hayalleri belki de daha çabuk gerçek oluyordu. Siz üç kelime yerine üç harf dileyecek mütevazilikteyseniz, naçizane dileğiniz de bir nehir gibi, hatta bir dere gibi, bilinmeze karışıyordu hayaller evreninde. Kimi köprülerin altından çok sular akmıştı, oysa bazı
köprülere gerek bile yoktu, altından pekala geçebiliyordunuz karşıya. Yalnız geçebiliyordunuz, başkasıyla denemedim.
Dans pistindeyken, tanıştığımızda hayatımda bu kadar kalıcı olacağını hiç tahmin edemeyeceğim gelinimize baktım. "Fırtına öncesi veda busesi..." başladı aptal şarkı yine. Göz göze geldik, "bunu dinliyorduk" dedim "Bodrum'da. Ne çok zaman olmuş gibi." (Boş konuşuyordum, benim için zaman hep aynıydı.)
Güldük gelinimizle karşılıklı ve dans etmeye devam ettik, ya ne olacaktı?
(25 Mayıs 2012, İstanbul)
2 yazmadan duramayan var!:
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/16124797.asp
iyi demişsin mentalmast :)
Yorum Gönder