Rüyamda hemcinslerim olan A ve B kişileri ile, adını açık etmeyeceğim ama rüyalarıma sıkça ve genelde beni huzursuz eden şekillerde giren Adam kişisi vardı (amk herifi sürekli içimde).
(Parantezi özellikle açtım, çünkü rüyamdan uyanır uyanmaz o sarhoş gibilikle bile bunu yazmışım, "amk herifi sürekli içimde". Neyse ki o sarhoş gibilikle içimden geldiği üzere mesaj atmamışım Adam'a, rüyalarımdan çıkması için. Bu biraz saldırganca olur ve muhtemelen bana hiç yakışmazdı. Üstelik, rüyasında birini görünce, kim olursa olsun, o kişiyle irtibata geçmeyi, bahaneyle hal hatır sormayı şiar edinen bendeniz, Adam da dahil olmak üzere herkesin bunu da bir "karşı cinse yürüme bahanesi" olarak görmeye başlaması sonucu bu konuda daha çekingen davranıyorum artık.
Bir şeyi daha bok ettiniz kısacası.)
Bir kişi daha vardı rüyamda, çocuk oyuncu diyebiliriz. Sihirli Annem dizisinden fırlamış gibi duran, ya da belki gerçekten oydu bilemiyorum, zenci bebe. Hani Defne Joy Foster'ın oynadığı karakterin çocuğu... Üzerinde yaşına göre fazla abiye, tek omuzlu renkli bir elbise (Zara'dan alınmış ve ne hikmetse XXL), kısa saçları tepeden toplanmış, atkuyruğu olmasına rağmen topuz gibi duruyor, renkli de bir tokası var. A, B ve benim oturduğumuz yerde, karşı kanepede biriyle birlikte bekliyor; o biri anne mi, bakıcı mı bilmiyoruz, bu detay önemsiz. Adam'ı bekliyormuş meğer. Adam içeri girip, onunla hemen yan tarafımızdaki, popüler cafélerin olmazsa olmazı dev bir masanın bir ucuna geçiyor, "hiç şaşırmadım!" diyorum yüksek perdeden (bakınız bu da saldırganca olup, bana hiç yakışmıyor). Adam bana bakıyor garip garip, sanki bu bir sosyolojik deneymiş de ben yine anlamamışım, onu sapık filan sanıyormuşum gibi küçümser bir ifade var yüzünde. Oysa ben onu sapık sanmıyorum, sadece benim yanımda olmamak için hep bir alternatifi olmasına içerliyorum: Güzel bir kadın, zenci bir bebek, kim olursa.
Bana bir kitap gösteriyor, ya da veriyor, "oku da öğren" der gibi. Rüya içinde belli ki tanıdığım bildiğim, saygın birinin elinden çıkma. Küçük zencilerdeki Arap Bacı imgesiyle ilgili bir şeyler yazmış. Meğer bir araştırmanın ortasına mı düşmüşüm? Mahcup oluyorum biraz.
Bu arada zenci bebe ve Adam muhabbete devam ediyor, ben onlarla ilgilenmiyormuş gibi yaptığım arada A kişisi (ki çok iyi tanıdığım bu kişi başkasının bedenindeydi galiba rüyanın başından beri) ayaklanıyor. "Eve mi?" diyorum, "yok" diyor ve başka bir şey söylemeden çıkıp gidiyor, anlıyorum ki bir manita durumu var. Bir manita ya da insanın hayatında neredeyse hiç yer etmeyen başka bir kişi... B kişisi bana soruyor A'nın nereye gittiğini, bilmiyorum ama herhalde geçici bir kişinin yanına, diyorum. Yine sinirleniyorum bu duruma biraz. Hem merak, hem öğrenme isteği, dinleme arzusu, hem de bir miktar kıskançlık var bende. Daha ziyade "bir ben beceremedim şu işleri" içerlemesi...
(Yıllar önce, olayı da öznelerini de hatırlamadığım bir şey konuşurken Beyza ile, "kıskanıyorum çünkü" demiştim bir hemcinsim için. "Ne kadar da açıkça söylüyorsun" diye şaşırmıştı. Neden söyleyemeyeyim? Kendime itiraf edebilmişim sonuçta, o daha zordu... Üstelik bunun çok insanca ve benim için epey hak edilmiş bir durum olduğunu düşünüyorum. Giderek daha çok hak ediyorum kıskanmayı, hem kıskanacak şeyler çoğaldığı, hem de ben o şeylerden mahrum olarak haftalar, aylar, yıllar geçirmeye devam ettiğim için... Bu rüyadaki durum da aynen böyle.)
Uyanıyorum.
19 Kasım 2015
Kumasi, Gana
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder