Bugün;
Adının sonundaki ünlem işaretini kaldırdım. Artık sen de rehberimdeki, mesafeli olduğum veya hakkında özel bir şey düşünmediğim, sık bulunan binlerce ad ve sık bulunan binlerce soyaddan ikisinin önemsiz bir kombinasyonundan oluşan birisin. Sıradansın. Sıradanlaştırdım seni.
Seni takip etmeyi bıraktım. En azından bir mecrada. Gerisi de gelir.
Ana sayfama düşüp durmanı engelledim ben bugün. Bana ne senin ne okuduğundan, ne sevdiğinden.
Mesaj zincirlerimizi sildim. (Tamam, henüz silmedim ama bunu sırf söylediğim için silebilmek için söylüyorum. Dediğimi yaparım çünkü ben.) Böylece beni toplam kaç saat umursamadığını takip edecek hiçbir veri kalmıyor elimde, acaba başka kimleri hangi saatlerde umursamış olabileceğini de.
Aldım blogunu, bakmadığım bir yere kaldırdım. Zaten onlar senin yazdıkların değil, sadece beğendiklerin. Yazamadığından değil, öylesi kolay geldiğinden. Fotoğraf çekemediğinden değil, öylesi kolay geldiğinden. Öylesi daha çok övgü aldırdığından. Öylesinin makbul olduğunu sandığından.
Ben bugün bana seni hatırlatan ve sırf bu yüzden yazık ettiğim güzelim bir şarkıyı dinleme dürtüme karşı çıktım.
Ben bugün Twitter'ı bıraktım; çünkü insanların yüzde yetmişi su ise yüzde otuzu yalan ve ben insanların gözlerine bakmadan yalanı anlayamıyorum.
Ben bugün de kendimi sadece fikri sorulmak veya bir şey istenmek için aranan; yoksa hiç özlenmeyen, görülmek, görüşülmek istenmeyen, umursanmayan, arzulanmayan biri gibi hissettim.
Ama düne göre daha az.
Demek ki doğru yoldayım.
(Telefonumda hiç mesaj kalmadı. Dediğimi yaparım çünkü ben.)
2 yazmadan duramayan var!:
Resimleri bir bir yaktın diyelim
mektupları yırtıp attın diyelim
bir mazi var onu nasıl silelim
sen O'nu ömrünce unutamazsın
yakup;
Ömrümce unutamayacağım insanların bendeki anılarını atmak, yakmak, yıkmak adetim değildir.
Ömrümce unutulmamayı hem hak etmek, hem de istemek gerek bunun için.
Bu arada, bu hangi şarkıydı?
Yorum Gönder