
Remix'i şarkının dımdımtıss halinden ibaret sandığımız yıllardı. Sonra teknoloji ilerledi, bizim vaktiyle sevmiyoruz dediğimiz remix başlıbaşına bir genre oldu neredeyse. Şimdilerde hiçbir şarkıyı "normal" dinlemek mümkün değil.
Pakize Suda'nın kitabında okuduğumu hatırladığım (yamuluyorsam düzeltin) bir ifade vardı patchwork ile ilgili. "Patchwork" diyordu Suda, "atılmak üzere kenara ayrılmış kumaşların, üstünde birçok saat ve bir sürü emek harcanarak daha da atılması gerekir hale getirilmesi işidir." Ben bu açıklamaya çok gülmüştüm, annem hiç katılmamıştı. Eh, ben katılmadığım şeye de gülerim; bir şeyin şukusunu vermem için illa ki aynı fikirde olmam gerekmez.
Pakize hanım birkaç ay önce Harbiye'deki askeri müzede düzenlenen patchwork sergisini görse istisnaların kaideyi bozacağına kanaat getirirdi eminim. Demek ki her laf her duruma uyarlanamıyormuş...
Şimdi ben de her duruma uyarlanamayan bir laf edeceğim:
"Remix, dinlenmemesinin insanlık namına daha iyi olacağı şarkıların, üstlerinde birçok saat ve bir sürü emek harcanarak daha da dinlenemez hale getirilmesi işidir."
Tiga'nın Shoes şarkısının kulak tırmalamayan bir versiyonunu bulmak için o kadar çok uğraştım ki bugün remix çöplüğü arasında, bu yazıyı yazmak farz oldu.
Sonunda da radio edit'te karar kıldık gene, merak eden varsa.
(04 Kasım 2010, İstanbul)