Bizleri biçimlendiren çocukluğumuzsa, çocukluğumuza dair çoğu şeyi net olarak hatırlayamıyor olsak dahi bu, o şeylerin yaşanmış olduğu gerçeğini değiştirmez.
"Okuduğumuz kitapları unutuyorsak, onları neden okuyoruz?" İlk bakışta çok makul ve düşündürücü gelen bu sorunun hak ettiği basit cevap, çocukluğumuzun hayatımızdaki yeri ile eşdeğer bence. O kitapları okurken bir şeyler değişti, darbe aldı, yıkıldı, inşa edildi, sağlamlaştı, tekrar yıkıldı... Ve biz büyüdük. Okuduğumuz kitapta anlatılan hikayenin temasını, nerede geçtiğini, karakterlerin soy isimlerini hatırlamayabiliriz. Hatta kitabı okuduğumuzu bile unutabiliriz. Başımızdan geçenleri unutabileceğimiz gibi. Kitap, başımızdan geçip gitmiş ve unutulmuştur.
Başımızdan geçerken içimizden de geçmiştir ama.
"Gelecek hala olduğu gibi durmaktadır, el değmemiştir, geçmişin el değmemişliğini geri getirmek ise olanaksızdır. Eskiden sandığı gibi bir kişi değil artık. Her hareketi, her kararı onu bu noktaya getirmiş. Bu an, aynı en son basamağın uyurgezeri beklediği gibi, bekliyormuş onu nicedir."
(31 Mayıs 2020, İstanbul)
Kitap: Jeanette Winterson - Vişnenin Cinsiyeti (çev. Pınar Kür, Sel Yayıncılık, 2014)
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder