"Dumura uğramışsın da ondan" dedi.
Biliyorum. Biliyorum ya bilmez miyim, dumura uğradım da ondan konuşmadım. Şaşırmıştım, kafam iyiydi, ağzımı açıp bir şey sormadım. Bereket versin ki dümdüz cevabımı fazla düşünmeden, zorunda olmadığım hiçbir açıklama yapmadan verdim. Bende zaman zaman tezahür eden acımayla karışık kabullenme baskın çıksaydı, zorunda olmadığım bir açıklama yapmak için gereğinden uzun süre bekleyecektim. Sonra da uzun süre arayıp sormadığı için, ayıp olacak diye ama ayıbı büyüttüğünü göz ardı ederek karşısındakini yine aramayan adamın ondan sonra söylediği her şey gibi, geç gelen "hayır"ıma inanılmayacak; dahası, bu gecikme sükutun ikrardan gelişine yorulacaktı.
Şaşırmıştım, kafam iyiydi, ağzımı açıp "niçin?" diye sormadım. "Brad Pitt mi, Tom Cruise mu?" diye sorulduğunda bile "niçin? diyen ben! Edat tümleçleri önemini mi kaybetmişti?
Niçin? Ne için? Ne amaçla, yani?
Sormadım. Sorsaydım, hayat daha güzel olurdu. Bu daha farklı bir hikaye olurdu. 3 aydır görmediğim arkadaşıma anlatırken dört tanesi bir adam gibi hikaye etmeyen ve belki de bu yüzden bizi acınacak halime kahkahalarla güldüren hikayelerin en azından biri, güldürürken düşündürmeyen bir hikaye olmuş olurdu.
Ama sormadım ki. "Niçin?" demedim hiç.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder