Tamamen başka bir şey yazmak için oturdum bilgisayar başına ama gene bir şey beni benden aldı. Oof!
Bir insan bir insana hiç tanımadan, bilmeden, konuşmadan nasıl aşık olur? Görmeden olacağına inanırım da, konuşmadan olacağına inanamıyorum.
Çünkü bir insanla konuştuktan sonra, söylediği bir şeye, bir düşüncesine, espri anlayışına hayran olduktan sonra o insanı yakışıklı/yakışıksız demeden, hayatından çıkarmak çok zor oluyor.
"Ayy ne tatlı çocuk" ile "Olmuyor abi" arasında geçen süre evrenin sonsuzluğunda ihmal edilebilirken, "ben galiba aşığım" böyle yıkasan, çitilesen gitmiyor. Gitti sanıyorsun, bir şey okuyorsun, bir şey görüyorsun, bir bakıyorsun ki lekesi kalmış ulan işte, olmamış ki.
Başka çivi mi sökecek bunu?
***
"Adayın var mı?" dedi bir arkadaş bugün bana, "bilmem, bakıcaz" dedim. Yok diyemedim, var da diyemedim, çünkü He's just not that into you adlı güzide filmde katıldığım tek bir nokta varsa o da bir adamın bir kızı görmek istiyorsa, mutlaka göreceğidir. Sonra ne olacağını bilemeyiz.
Vay arkadaş. Telefonumu evde unuttum ve tanımadığım 3 numara dışında kimse aramamış. Mesaj kutumda öyle değişik bir şey yok. Alışılmadık bir yorum yok.
Yanlış alarm olsa gerek (görücez...) Allah utandırmasın.
***
Ulan toplam 4 kelime yazdın kendi kendine, bana paragraflarca yazı yazdırdın. Lanet olsun sana be adam!
Sana da lanet olsun sarı-siyah, beter ol emi, yerine otopark yapılasıca...
Bahçelerde Börülce
1 yıl önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder