... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

o ilk İyi

Bir tiyatro oyuncusu gibi, deliyi oynayan bir tiyatro oyuncusu gibi aniden ağlamaya başlıyor, sonra aniden susuyorum. Zorlasam belki gülerim bile. Sonra tekrar ağlamaya başlıyorum hüngür hüngür. Bütün gün içimde tuttuğum, ciğerime dolmuş gök hüngürdüyor. Sonra yine susuyorum. Kuru kalkıyorum yattığım yerden.
Kuru ama güneşsiz.
Karasal iklim.


Belki gerçekten, normal normal deliriyorumdur.

Ve ben ağlayıp durduğumu kimseye söyle(ye)miyorum. Nasıl söylenir ki? İyi, diyorum ben hep. Naber? İyi. Nasıl gidiyor? İyi. Napıyosun? Hiç, iyi işte.

Boktan bir cevap ama bu cevapla tatmin olmayana (ya da olmuş görünmeyeyine) rastlamadım. Pek rastlamadım. Pek'in içinde çok az insan, daha da az umut var.

o ilk İyi'nin ardını görmek biraz cesaret işi, "beni tanımak cesaret ister" ya da "düşündüklerimi anlıyorsanız bu, kafidir" gibi değil de, Jerry'nin girdiği deliğe Tom'un kafasını sokma cesareti. Halbuki sokmasa, Jerry belki kendisi çıkacak dışarı. Belki arka tarafta başka bir delik bulup oradan sıvışacak. Belki de o sıkıştığı yerde geberip gidecek. Ama yok. Kafa girecek o deliğe illa. O ACME dinamitler patlayacak illa.

o ilk İyi sıradan, sıkıcı, boşluk ardında bir uyduruk kaos. Zor.

Mehmet Anıl'ın dediği gibi "... 'İyi' sözcüğünün geçtiği tümceleri dikkatle okumanı öneririm. (...) Başlarda biraz karışık görünse de okura düşen görevler de var."

Okura görev yüklemek benim işim değil.
Ben ağlayıp durduğumu kimseye söyle(ye)miyorum.


(26 Kasım 2013, Levent - Gayrettepe)

aşk bu değil.

saçlarım böyle dümdüz ne güzel olmuşmuş, cildim bebek gibiymiş, ay doğal allığım varmış resmen, tişörtüm ne güzelmiş, ya valla ne güzel zayıflamışım, yine pek fit olmuşum *çak*...

ciyuv, ciyuv, ciyuv. ıska! hayattan iltifatı alın ya da alın iltifatı hayata on misliyle geri koyun, yemin ediyorum, "geri neyi" kaldığını ya da tüm bunların ne işe yaradığını yine de anlamayacaksınız. peki ben neden giyiniyorum? bilmem. yeni dolap alınca giyinesim geldi ya da dolap yerleştirme bahanesiyle eskileri atınca yenilere daha sıkı tutundum. peki ben neden makyaj yapıyorum zorla? çünkü suratsızlığı çekilir kılıyor. neden saçımı... yok, bu tamamen saçımı kurutmaya üşenmekten.

neyse ne, ben demiştim vaktiyle "secret'a inanmam, çift kişilik yatakta çapraz yatmaya inanırım" diye. döne döne buraları uyuyorum ben. zaten beklediğim de buydu. ya ne? ben bir insanı benimle birlikte 3 kat inip 5 dakika zehirlenmeye teşvik edemiyorsam, al bu iltifatları al bunları da bunları da.

saçmış.

ben bugün eve dönerken dar sayılabilecek bir sokaktan, gtaV oynayalı beri iyice azalan tahammülüm ve artan ortalama hızımla geçiyordum, ileride karaltı halinde bir çift vardı, beşiktaşlı gibi kaldırımın iki metre uzağından yürüyorlardı. erkek kaldırıma, kız yolun ortasına yakın (konuyu uzatmıyorum, hayır. ben bir konuyu uzatmışım gibi görünüyorsam konunun o noktası mutlaka patlar. sevgiler çehov.) ben hız kesmeden yanaştım. sevgili olan insanlara, sevdiklerim ve beraber direnenler hariç, tahammülüm yok. kendi iradeleriyle ezilirlerse üzülmem. neyse. çocuk kızı belinden tutup kaldırıma doğru çekti, aferin dedim içimden, klark çekmekten daha klas bir hareket, ınınınıııı. ama sonra ne oldu? sonra ikisi de kaldırıma çıkmadılar. yer değiştirdikleri gibi yürümeye devam ettiler, hatta çocuk iyiden iyiye yolu ortaladı. ben de inatla, çocuğun yürürken aşık ile maşuk şeysi gibi salladığı koluna çarpacak gibi geçtim yanından. çarpayazdım. beceriksiz bir şoför olmadığım için çarpmadım, ya da belki tam tersidir. bir şeyden eminim; kendi iradesiyle sağ aynama çarpsaydı üzülmezdim.

sonra kendi kendime yüksek sesle "aşk bu değil" dedim. çünkü bu düpedüz gerizekalılıktı. sonra da üzüldüm biraz. kim olsa anlayacaktı yanımda beni? bu bütün hikaye, ben anlatmadan, kim için bir anlam ifade edebilir? ben anlatsam, kim dinler?

hiç işte, hiç. ben istedim ki bana iltifat etme, beni anla reductio. ama nedense olmuyor işte.

(hayatım boyunca mutsuz olmak pahasına alışmayacağım sığlığa.)


(11 Kasım 2013, Gayrettepe)
Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!