Tamam, salon dansı ata sporumuz değil. Genel olarak pek becerebildiğimiz de söylenemez bence ama yine de, ilkokul boyunca karşımıza çıkan çeşitli fırsatlarda "dansa davet" denen ve çoğu zaman çocukları kendi güvensizliğe sürükleyen oyunu oynamış/oynatılmış bir topluluğuz (güzel bir gerginliği vardır o oyunun da, neyse). Hem illa vals yapmaya gerek yok, sağdan sola salınmak da bir danstır bana göre. Son zamanlarda gittiğim clublarda da, fasıl mekanlarında da, başka da bir yere gitmiyorum zaten, eskisi gibi bir noktada hafif parçalar çalmaya başlamıyor artık. Şimdi varsa yoksa bir Serdar Ortaç. Teorim odur ki en kaliteli, nezih, kalburüstü geçinen mekanın dahi bir Serdar Ortaç noktası vardır ve eğer o nokta eğer misafirlere göre doğru ayarlanmışsa coşku tavan yapar. Radyoda "Hayaaaaat beni neden yoruyosun"u duyunca frekans değiştiren adam dahi tüm sözlerini bildiği şarkıya cuppa cuppa eşlik eder. Bunu böyle kabul etmek lazım.
Konuya dönecek olursak, neden slow dans edilmiyor artık abicim, benim isyanım var buna?! Ben bekliyorum ki çalsın. Millet bi sakinleşsin. Arada içkimizi içelim. Bizi dansa kaldırmasını beklediğimiz biri varsa kaldıracak mı, görelim. Kaldırırsa, nasıl dans edeceğimizin, ne kadar yakın durmamız gerektiğinin gerginliğini yaşayalım. Ürperelim; ürpermeden yaşanıyor ya ilişkiler artık. Hiç olmadı dostlarımızla dans edelim yahu; ben Sezo'yla ettiğim dansları onunla geçirdiğim çoğu zamana değişmem mesela :)
Ne bileyim, bence dans etmek bir yakınlık, samimiyet vesilesi; temas, sıcaklık... Güzel bir duygu. Şunun şurasında 2-3 yıl önce var olan bir şeyin, azıcık daha çıldırabilmek uğruna ortadan kalkmasına çok üzülüyorum ve açıkça soruyorum:
Bahçelerde Börülce
1 yıl önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder