"some things that you know" Instagram: @huliaozdemir |
Nisan 2019'un ilk haftasında bir cuma günü, kendimden beklenmeyecek bir şey yaptım. İşle ilgili benimsemeye çalıştığım bir tavır bu, ya da yaptıktan sonra öyle olmasına karar verdim, diyelim. Global ekibin iki ağır topunun da dahil olduğu bir yazışmada bana ayar veren yabancı bir uzmana üç kere bir şeyler (ağzının ortasına ortasına vuran bir şeyler) yazıp sildikten sonra şunu yazdım: "Böyle bir talebim hiç olmadı, fakat oldu sanıldıysa yanlış anlaşılma için özür dilerim."
Özür dilenecek bir şey yaptığımı düşünüyor muydum? Hayır. Maili gönderirken, üste çıkmadığım ve haklılığımın altını çizmediğim için kendimi kötü hissedeceğimi sanıyordum -guess what?- böyle olmadı. Daha iyi hissettim. Daha sakin. Güçlü. "Olmuyorsa olmuyordur"u kabullenmiş.
Sanırım Tuba'nın bahsettiği şey de buydu.
Bir başka örnek, konuyla oldukça ilgisiz ama. Birinin bana gönderdiği teşekkür mahiyetindeki kalplerine yanıt vermedim. Vermek için elim klavyeye gitti. Sildim. Başka bir şey yazdım, onu da sildim. Onu etiketlemedim. Muhabbet kovalamadım, her zaman yaptığımın aksine.
Ben kimsenin hazır askeri değilim.
Ben sadece... Bir şeyler devam etsin istiyorum ya. Bir yere varması gerekmiyor*, muhabbet devam etsin. O minik kıvılcım, beni dinlemekten keyif alır gibi bakan o iki göz, çağrışımlarıma, esprilerime karşı kıvrılan dudaklar bir yerde dursun istiyorum.
* Gerekmiyor mu gerçekten, yoksa beklentilerim, onları elde edemediğim ölçüde kuşa mı dönüyor? Sanırım ikincisi.
Ben sadece... Keyif aldığım anları uzatmak, bitmeyecek gibi görünen sohbetlere devam etmek için fırsatlar yaratmak, gözlerinin içine bakınca neşelendiğim insanların gözlerinin içine bakmaya devam etmek için onları daha çok görmek istiyorum.
Ama yanıt vermediğimde kendimi daha iyi hissettim. Daha güçlü. Sakin.
Hadi işe dönelim. Attığım sakin maile, aradan geçen yarım günde yanıt gelmedi. Gelmesin, peki. Ama ben kendimi Alanis Morissette şarkısındaki gibi hissettim bütün gün. Hani "I was hoping"de, restoran sahibine "olm ben bu dükkanı satın alırım, ne diyon sen?" demeyen Alanis gibi.
"I too once thought that when proved wrong, that I lost somehow"
"I too once thought that I was owed something"
Yok. Eminim kimsenin kimseye, ama en çok da bana bir borcu yok bu hayatta. Şimdiye kadar elde edilen veriler bunu gösteriyor.
Mailime aynı ölçüde sakin ve anlayışlı bir yanıt geldi. Buzlar eridi.
(07 Nisan 2019, Mecidiyeköy)
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder